-
1 ötesi berisi
1) всё, что есть; все ве́щи2) ра́зные / все места́ (чего-л.)elbisenizin ötesi berisi çamur olmuş — ва́ше пла́тье в не́которых места́х запа́чкано гря́зью
-
2 öte
öte (die) andere Seite; drüben; mehr (-den als); (das) Weitere, (das) Übrige;öte dünya Jenseits n;öte yandan andererseits;ötede drüben, dahinten;ötede beride hier und da, überall;ötedeki gegenüberliegend;öteden von drüben;öteden beri seit jeher, schon immer;öteden beriden von hier und von da; von diesem und jenem;dağın ötesi(nde) jenseits des Berges, hinter den Bergen;ötesi berisi alle möglichen Stellen ( oder Sachen);ötesi çıkmaz sokak da sind wir in einer Sackgasse;ötesi var mı? (ist) sonst noch etwas (zu sagen)?;öteye beriye hierhin und dahin;-den öteye gitmek fig hinausgehen (über A)
См. также в других словарях:
ötesi berisi — is. 1) Neyi varsa, bütün eşyaları 2) Çeşitli yerleri veya şeyleri 3) Tartışılacak, konuşulacak yanı Bu işin ötesi berisi yok … Çağatay Osmanlı Sözlük
öte — is. 1) Konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer veya şey, mavera Köşklerin biraz ötesinde köy kulübelerine benzer derme çatma evler görülürdü. R. E. Ünaydın 2) Bir şeyin arkadan gelen bölümü İşin ötesi kolay. 3) sf. Bulunulan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
beri — is. 1) Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı Biraz beriye geliniz. 2) sf. Bu uzaklıkta bulunan Ağaçlardan, karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var. S. F. Abasıyanık 3) e. den bu yana Kar sabahtan beri yağmıştı. S … Çağatay Osmanlı Sözlük